Jump to content

malialdemir

Administrators
  • İçerik sayısı

    617
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

  • Kazandığı günler

    5

malialdemir tarafından gönderilen her şey

  1. Dosyayı Görüntüle Bertrand Russell - Mistisizm ve Mantık Submitter malialdemir Gönderildi 20-08-2024 Kategori Felsefe  
  2. Dosyayı Görüntüle Bertrand Russell - İnsanlığın Yarını - YKY-1998 Submitter malialdemir Gönderildi 20-08-2024 Kategori Felsefe  
  3. malialdemir

    Avni - Sayı 202

    0 indirme

  4. malialdemir

    Avni - Sayı 202

    Dosyayı Görüntüle Avni - Sayı 202 Submitter malialdemir Gönderildi 20-08-2024 Kategori Dergiler  
  5. malialdemir

    Avni - Sayı 201

    0 indirme

  6. malialdemir

    Avni - Sayı 201

    Dosyayı Görüntüle Avni - Sayı 201 Submitter malialdemir Gönderildi 20-08-2024 Kategori Dergiler  
  7. malialdemir

    Avni - Sayı 118

    Dosyayı Görüntüle Avni - Sayı 118 Submitter malialdemir Gönderildi 20-08-2024 Kategori Dergiler  
  8. malialdemir

    Avni - Sayı 118

    0 indirme

  9. malialdemir

    Avni - Sayı 103

    0 indirme

  10. malialdemir

    Avni - Sayı 103

    Dosyayı Görüntüle Avni - Sayı 103 Submitter malialdemir Gönderildi 20-08-2024 Kategori Dergiler  
  11. Dosyayı Görüntüle Atlas - Ekim 2020 Submitter malialdemir Gönderildi 20-08-2024 Kategori Dergiler  
  12. Dosyayı Görüntüle Abdurrahman Kasapoğlu - Kuranda İman Psikolojisi Submitter malialdemir Gönderildi 20-08-2024 Kategori Din  
  13. 0 indirme

    İbn Kesir - Ahir Zaman Fitneleri
  14. Dosyayı Görüntüle Ahir Zaman Fitneleri - İbn Kesir İbn Kesir - Ahir Zaman Fitneleri Submitter malialdemir Gönderildi 20-08-2024 Kategori Din  
  15. Şu karşıki dağda kar var duman yok Benim sevdiceğimde din var iman yok Vardım baktım nazlı yarim evde yok Ver benim sazım efendim ben gider oldum Süremedim lavantayı konsola koydum Şu karşıki dağda titrer al dallar Benim gönlüm (arzu) çeker tomurcuk güller Kader kısmet böyleyimiş ne yapsın eller Ver benim sazım efendim ben gider oldum Süremedim lavantayı konsola koydum
  16. Zafer Bayramı, 30 Ağustos 1922'de Dumlupınar'da Atatürk'ün başkumandanlığında zaferle sonuçlanan Büyük Taarruz'u anmak için Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde her yıl 30 Ağustos günü kutlanan resmî ve ulusal bir bayram. Atatürk'ün başkomutanlığında yapıldığı için Başkomutanlık Meydan Muharebesi adıyla da bilinen Büyük Taarruz'un başarıyla sonuçlanmasından sonra Yunan orduları İzmir'e kadar takip edilmiş; 9 Eylül 1922'de İzmir'in kurtarılmasıyla Türk toprakları Yunan işgalinden kurtulmuştur. İşgal birliklerinin ülke sınırlarını terk etmesi daha sonra gerçekleşse de, 30 Ağustos sembolik olarak ülke topraklarının geri alındığı günü temsil eder. İlk kez 1924 yılında Afyon'da Başkumandan Zaferi adıyla kutlanan 30 Ağustos günü, Türkiye'de 1926'dan beri Zafer Bayramı olarak kutlanmaktadır. Arka Plan Büyük Taarruz, Kurtuluş Savaşı sırasında Türk ordusunun işgalci güçlere son ve kesin darbeyi vurmasını sağlamak ve Anadolu'dan atmak için düşünülüp planlanan gizli bir harekât idi. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 20 Temmuz 1922'deki oturumunda kendisine dördüncü kez olmak üzere Başkomutanlık yetkisi verilen Atatürk, taarruz kararını Haziran ayında almış ve hazırlıkları gizli olarak yürütmüştü. Büyük Taarruz Ağustos'un 26'sını 27'sine bağlayan gece Afyon'da başlamış, Aslıhan civarında kuşatılan düşman birliklerinin Mustafa Kemal Paşa'nın bizzat idare ettiği Dumlupınar Meydan Muharebesi'nde imha edilmesi ile Türk ordusunun zaferiyle sonuçlanmıştı. Bayramın Geçmişi 30 Ağustos günü, ilk kez 1924'te Dumlupınar'da Çal Köyü yakınlarında Cumhurbaşkanı Atatürk'ün katıldığı bir törenle Başkumandan Zaferi adıyla kutlanmıştır. Zaferi kutlamak için iki yıl beklemenin en önemli nedeni 1923 yılının yeni Türkiye açısından hem ulusal hem de uluslararası alanda yoğunluğun had safhada olmasıydı. Çal köyünde gerçekleşen ilk törende Atatürk, millî ruhun canlı tutulmasının önemini vurgulamış ve Meçhul Asker Abidesi'nin temelini eşi Latife Hanım ile beraber atmıştır. Başkumandan Zaferi 1926'dan itibaren Zafer Bayramı olarak kutlanmaktadır. 1 Nisan 1926'da kabul edilen Zafer Bayramı Kanunu'nda 30 Ağustos Başkumandan Muharebesi gününün Cumhuriyet ordu ve donanmasının Zafer Bayramı olduğu, her yıl dönümünde bu bayram gününün kara, deniz ve hava kuvvetleri tarafından kutlanacağı belirtilir. Aynı yıl, dönemin Savunma Bakanı Recep Peker'in yayınladığı bir genelge ile bayram törenlerinde neler yapılacağı detaylı bir şekilde belirtilmiştir. Ancak 1930'ların ortalarına kadar ilk tören gibi üst düzeyde gerçekleşen Büyük Zafer kutlaması veya anma töreni yapılmamıştır. Hava Kuvvetlerinin ülke savunmasında önemli bir yeri olması nedeniyle, Tayyare Cemiyeti de 30 Ağustos tarihini "Tayyare Bayramı" olarak adlandırmıştır. Zafer Bayramı için özellikle 1960'lardan itibaren daha kapsamlı ve katılımlı bir şekilde kutlamalar yapılmaya başlanmıştır. 30 Ağustos, Türkiye'de askerî okulların mezuniyet törenlerini yaptıkları gün olmuştur; ayrıca tüm subay ve astsubay rütbe değişiklikleri bu tarihte geçerli olmaktadır. Zafer Bayramı uzun yıllar Genelkurmay Başkanı'nın tebrikleri kabul ettiği bir bayram olarak kutlanmış; bu durum Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Başkomutan sıfatıyla kutlamalara ev sahipliği yaptığı 2011 yılından itibaren değişmiştir. Kutlamalar 30 Ağustos günü, Türkiye'de resmî tatildir. Zafer Bayramı'nda başkent Ankara'da ve Ankara dışında gerçekleştirilen kutlama ve törenler, "Ulusal ve Resmi Bayramlar ile Mahalli Kurtuluş Günleri, Atatürk Günleri ve Tarihi Günlerde Yapılacak Tören ve Kutlamalar Yönetmeliği" ile düzenlenmiştir. 2012 yılında yenilenen bu yönetmeliğe göre: Zafer Bayramı törenleri, Dışişleri Bakanlığı Protokol Genel Müdürlüğünce, Genelkurmay Başkanlığıyla koordine edilerek yürütülür. Törenler 30 Ağustos günü saat 07.00’de başlar ve saat 24.00'te son bulur. Saat 12.00'de başkentte yirmi bir pâre top atışı yapılır. Cumhurbaşkanı Anıtkabir'i ziyaret ederek çelenk koyar; cumhurbaşkanlığında tebrikleri kabul edilir, törene katılanların ve halkın bayramı kutlanır. Zafer Bayramı resepsiyonu Cumhurbaşkanı tarafından verilir. Başkent dışında Atatürk anıt veya büstüne mülki idare amiri, garnizon komutanı ve belediye başkanı tarafından çelenk konulur. Mülki idare amiri makamında garnizon komutanı ve belediye başkanı ile birlikte tebrikleri kabul eder. Törene katılanların ve halkın bayramı kutlanır, İstiklal Marşı ile birlikte bayrak göndere çekilir. Tören geçişi mülki idare amiri, garnizon komutanı ve belediye başkanı tarafından şeref tribününden selamlanır. Zafer Bayramı resepsiyonu vali tarafından verilir. 2015 yılında terör olayları nedeniyle kutlamalar sadece çelenk koyma ve tebrikleri kabul şeklinde icra edilmiş; diğer şenlik, konser, eğlence ve kutlama faaliyetleri gerçekleştirilmemiştir.
  17. Dosyayı Görüntüle 11. Tez - Sayı: 09, 1989 Şubat 11. Tez - Sayı: 09, 1989 Şubat Submitter malialdemir Gönderildi 19-08-2024 Kategori Dergiler  
  18. 0 indirme

    11. Tez - Sayı: 09, 1989 Şubat
  19. 0 indirme

    Orhan Pamuk - Masumiyet Müzesi“Hayatımın en mutlu ânıymış, bilmiyordum.” Nobel ödüllü büyük yazarımız Orhan Pamuk'un harikulade aşk romanı bu sözlerle başlıyor... 1975'te bir bahar günü başlayıp günümüze kadar gelen, İstanbullu zengin çocuğu Kemal ile uzak ve yoksul akrabası Füsun'un hikâyesi: Hızı, hareketi, olaylarının ve kahramanlarının zenginliği, mizah duygusu ve insan ruhunun derinliklerindeki fırtınaları hissettirme gücüyle, Masumiyet Müzesi, elinizden bırakamayacağınız ve yeniden okuyacağınız kitaplardan biri olacak. Masumiyet Müzesi'ni okurken yalnız aşk hakkında değil, evlilik, arkadaşlık, cinsellik, tutku, aile ve mutluluk hakkındaki bütün düşüncelerinizin derinden etkilendiğini ve kitabın rengârenk dünyasından hiç ayrılmak istemediğinizi göreceksiniz. Romanı yazdıktan dört yıl sonra, 2012’de, Pamuk romanıyla aynı adlı müzeyi Çukurcuma’da açtı. Şimdiye dek on binlerce ziyaretçinin gezdiği müze için ünlü sanat tarihçisi Simon Schama, Financial Times gazetesine yazdığı yazıda, “Dünyadaki en güçlü, en güzel, en insanî ve en etkileyici çağdaş sanat eseri,” diye yazdı. “Aynı zamanda hem şiir hem karamizah gibi; hem zarif ve şefkatle dolu, hem de kutu kutu, vitrin vitrin, estetik olarak muhteşem.”
  20. Dosyayı Görüntüle Masumiyet Müzesi (Orhan Pamuk) Orhan Pamuk - Masumiyet Müzesi“Hayatımın en mutlu ânıymış, bilmiyordum.” Nobel ödüllü büyük yazarımız Orhan Pamuk'un harikulade aşk romanı bu sözlerle başlıyor... 1975'te bir bahar günü başlayıp günümüze kadar gelen, İstanbullu zengin çocuğu Kemal ile uzak ve yoksul akrabası Füsun'un hikâyesi: Hızı, hareketi, olaylarının ve kahramanlarının zenginliği, mizah duygusu ve insan ruhunun derinliklerindeki fırtınaları hissettirme gücüyle, Masumiyet Müzesi, elinizden bırakamayacağınız ve yeniden okuyacağınız kitaplardan biri olacak. Masumiyet Müzesi'ni okurken yalnız aşk hakkında değil, evlilik, arkadaşlık, cinsellik, tutku, aile ve mutluluk hakkındaki bütün düşüncelerinizin derinden etkilendiğini ve kitabın rengârenk dünyasından hiç ayrılmak istemediğinizi göreceksiniz. Romanı yazdıktan dört yıl sonra, 2012’de, Pamuk romanıyla aynı adlı müzeyi Çukurcuma’da açtı. Şimdiye dek on binlerce ziyaretçinin gezdiği müze için ünlü sanat tarihçisi Simon Schama, Financial Times gazetesine yazdığı yazıda, “Dünyadaki en güçlü, en güzel, en insanî ve en etkileyici çağdaş sanat eseri,” diye yazdı. “Aynı zamanda hem şiir hem karamizah gibi; hem zarif ve şefkatle dolu, hem de kutu kutu, vitrin vitrin, estetik olarak muhteşem.” Submitter malialdemir Gönderildi 18-08-2024 Kategori Edebiyat  
  21. Okumalarınızı çok geliştirecek kitap önerileri! 🤓 • Charles Van Doren, Kitapları Nasıl Okumalı? • Erich Fromm, Sevme Sanatı • Ahmet Hamdi Tanpınar, Saatleri Ayarlama Enstitüsü • Umberto Eco, Yorum ve Aşırı Yorum • Berna Moran, Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış • Sigmund Freud, Günlük Yaşamın Psikopatolojisi • Emil Michel Cioran, Çürümenin Kitabı • Orhan Pamuk, Masumiyet Müzesi
  22. 0 indirme

    Popüler Tarih - Ekim 2006 (Sayı 74)
×
×
  • Create New...