-
İçerik sayısı
58 -
Kayıt tarihi
-
Son ziyareti
Never -
Kazandığı günler
1
İçerik türü
Profiller
Forums
Dosyalar
Calendar
Bloglar
Gallery
Maddeler
Dokümantasyon
Fikirler
Books
Videos
dipnot tarafından gönderilen her şey
-
Günümüz Türkçesine Uyarlayan: Emrah Balcı Felâtun ve Râkım yakın muhitlerde, biri alafranga özentisi bir babanın elinde, diğeri babası ölünce zor koşullarda, anne ve dadısının fedakârlıklarıyla büyümüş yirmili yaşlarda iki arkadaştır. Felâtun Bey şık giyinmenin, gezip tozmanın peşinde, Batı özentisi bir tiptir; Râkım Efendi ise çalışkan, kendini yetiştirmiş, Doğu ve Batı kültürlerini özümsemiş biridir. Ahmed Midhat Efendi birbirine bütünüyle zıt bu iki tipi çeşitli olaylar içinde, kimi zaman oldukça mizahi bir dille karşılaştırarak ideal bir tip yaratır. Yazarın yaşamöyküsüyle paralellikler de taşıyan roman, Batılılaşma eşiğindeki toplumun meselelerini bu yeni kültürü sindiremeyen alafranga züppe tipiyle ortaya koyar. Ahmed Midhat Efendi (1844-1912) Tanzimat devrinin önde gelen yazarlarındandır. Gazetecilikle başladığı yazı hayatına hikâye ve roman yazarlığını da ekleyerek çeşitli alanlarda sayısı yüz elliyi bulan eser kaleme almıştır. Yazıyı halkı eğitmek için bir araç olarak gördüğünden ansiklopedik bilgilerle dolu eserlerinde okuyucuyla daima diyalog halindedir. Sofya’da Tuna gazetesinde önce yazar, daha sonra başyazar olarak gazeteciliğe adım atar. Midhat Paşa’yla gittiği Bağdat’ta ressam Osman Hamdi Bey, Muhammed Zühavi ve Şirazlı Bakır Can Muattar gibi isimlerin de bulunduğu oldukça geniş kültürlü bir çevreye girerek Batı ve Doğu kültürleri üzerine bilgisini derinleştirir. Tahtakale’deki evinde kendi matbaasını kurup kitaplarını yayımlamaya başlar. Bir yandan da yayımladığı Devir, Bedir, Dağarcık, Kırkambar gibi gazete ve dergilerle gazeteciliğe devam eder. Yazılarından dolayı Abdülaziz yönetimi Namık Kemallerle birlikte onu da sürgüne gönderir. Üç yıl süren Rodos sürgününde çocuklar için bir okul açarak ders vermeye başlar ve ilk romanlarını yazar. İstanbul’a döndüğünde çeşitli memuriyetlerde bulunur ve Türk basın tarihinin en uzun soluklu gazetelerinden Tercüman-ı Hakikat’i kurar. Hemen her konuda, üstelik yeni tekniklerle de yazan Ahmed Midhat’ın seçme eserlerine Türk Edebiyatı Klasikler Dizimizde yer vermeyi sürdüreceğiz. Felâtun Bey ile Râkım Efendi veya Felâtun Bey'le Râkım Efendi, Ahmet Mithat Efendi'nin 1875 yılında yazdığı romandır. Tanzimat'ı takiben ortaya çıkan ilk Türk romanlarının ana teması "yanlış Batılılaşma" üzerine kurulmuştur. Karakterlerden Felâtun Bey, Batılılaşmayı yüzeysel olarak yorumlamış ve sefa hayatı süren biridir. Râkım Efendi ise ona karşıt bir karakter olarak kurulmuştur. Oldukça çalışkan ve tutumlu biridir. Romanın sonunda bu dönem romanlarından bekleneceği üzere Râkım Efendi dilediği hayatı elde ederken, Felâtun Bey yaptığı hataların sonucuna katlanmak zorunda kalır. İsimlerinde kullanılan "efendi" ve "bey" kavramları da karakterlerin temsil ettikleri değerlerin sembolüdür. Felâtun Bey İle Rakım Efendi romanı, Selçuk Soğukçay tarafından 2012 yılında 3 perdelik müzikal tiyatro oyunu olarak uyarlanarak oyunlaştırılmıştır
-
“Akrep gibisin kardeşim, korkak bir karanlık içindesin akrep gibi. Serçe gibisin kardeşim, serçenin telaşı içindesin. Midye gibisin kardeşim, midye gibi kapalı, rahat. Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim. Bir değil, beş değil, yüz milyonlarlasın maalesef. Koyun gibisin kardeşim, gocuklu celep kaldırınca sopasını sürüye katılıverirsin hemen ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye. Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani, hani şu derya içre olup deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf. Ve bu dünyada, bu zulüm senin sayende. Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak kabahat senin, — demeğe de dilim varmıyor ama — kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!” ― Nazım Hikmet RAN
-
"Hüseyin Rahmi'nin ilk romanı,1887'de Ahmet Mithat Efendi'nin çıkardığı Tercüman'ı Hakikat gazetesinde,tefrika edilmeye başlar.Kendisi,romanını Ahmet Mithat Efendi'ye göndermiş,ertesi günü romanın gazetede yayımlanacağını,kendisinin matbaaya çağrıldığını okuyunca gözlerine inanamamıştır:"Hazretin huzuruna büyük bir helecanla çıktım. Gür kaşlı,kara sakallı,iri yarı,heybetli bir zat.Beni görünce ilk sorusu şu oldu: -Kimsin sen çocuğum? -Şık yazarı Hüseyin Rahmi. Korktuğuma uğradım.Efendi'nin yüzünde derhal bir güvensizlik gülümsemesi belirdi.Bana pek alaycı gelen bir sesle: -Oğlum,senin ağzın süt kokuyor.Bu roman usta işi.Senin ne kalemin,ne yazı gücün,ne deneyimin,ne de görgün henüz bunu yazmaya yeterli değil.Bu gerçek görünüyor.Sen böyle bir şey tasvirine özenebilirsin,ama tek başına başaramazsın.Sana bir yardım eden var.Baban mıdır,ağabeyin midir,arkadaşın mıdır,o kimdir?Söyle. Koca Ahmet Mithat Efendi'nin bu suçlaması karşısında küçüldüm,büzüldüm,hiçbir söz bulamadım.Sonunda gözlerimden dökülen iki damla,hüzünlü bir yanıt yerine geçti.Bu saf,masumca ağlayışım Efendi'ye dokundu,hemen: -Ağlama...Ağlama,inandım...dedi."(Şık'ın önsözünden,1920) Böylece Hüseyin Rahmi,yazın dünyasına,hem de onu,daha sonra kızını vermeyi düşünecek kadar beğenen ve seven Ahmet Mithat Efendi'nin desteğiyle girmiş olur.(Ahmet Mithat Efendi'nin,kendisine kızını verme teklifini reddeder ve ömür boyunca evlenmez.)"
-
Panait Istrati - Perlmutter Ailesi.epub Butun Masallar, Butun Oykuler Oscar Wilde.epub Sabahattin Ali Mahkemelerde YKY.pdf Çırak - Tess Gerritsen .epub Türk VE Dünya Mutfakları.pdf
- 15 yanıt
-
- 1
-
Ince Memed 1 - Yasar Kemal.epub Ince Memed 2 - Yasar Kemal.epub Ince Memed 3 - Yasar Kemal.epub Ince Memed 4 - Yasar Kemal (1).epub
- 15 yanıt
-
- 1
-
-
Dosyayı Görüntüle Yaşar Kemal - İnce Memed Yaşar Kemal'in İnce Memed eserlerinin epub formatlı kitapları. Submitter dipnot Gönderildi 25-08-2024 Kategori Türk Klasikleri
-
-
Dosyayı Görüntüle Sabahattin Ali - Mahkemelerde ''Hülasa: Kuyucaklı Yusuf yüzümüzü ağartacak bir sanat eseridir. Zararlı bir tarafını göremedim. Mevzuubahis tenkitler bugün el üstünde tutulan bazı Avrupa şaheserlerinde gördüğümüz -aynı mevzulara ait- tenkitler yanında son derece masum ve küçük kalır. Yalnız bir şahsın ve bir romanın değil, memleketimizde ilerlemesi lazım bir büyük ve faydalı sanatın da davasını gören Cumhuriyet adliyesinden zaten zayıf olan Türk romanının cesaretini kıracak bir karar çıkmayacağını kuvvetle ümit ederim. Maarif Vekaleti Müfettişlerinden Reşat Nuri'' Yazarlığının yanı sıra siyasal kimliği de öne çıkan Sabahattin Ali, 1930'lu ve 1940'lı yıllarda Sol görüşlü olmanın bütün zorluklarını yaşadı. Filiz Ali'nin babasına ait bir sandıkta bulduğu belgeler, bu zorlukların ve çilelerin birer tutanağı niteliğindedir. Mahkemelerde Türk edebiyat tarihinde ilk defa Kuyucaklı Yusuf için Reşat Nuri tarafından yazılmış, sansür konusunda hala geçerli sayılabilecek görüşlerin ifade edildiği raporu, Sabahattin Ali'nin soyadı konusundaki hassasiyetini, dönemin ünlü kişileri ile arasında geçen tartışmaları ve özel hayatında ışık tutacak birçok belgeyi içeriyor. Submitter dipnot Gönderildi 24-08-2024 Kategori Edebiyat
-
Version - Yapı Kredi Yayınları
0 indirme
''Hülasa: Kuyucaklı Yusuf yüzümüzü ağartacak bir sanat eseridir. Zararlı bir tarafını göremedim. Mevzuubahis tenkitler bugün el üstünde tutulan bazı Avrupa şaheserlerinde gördüğümüz -aynı mevzulara ait- tenkitler yanında son derece masum ve küçük kalır. Yalnız bir şahsın ve bir romanın değil, memleketimizde ilerlemesi lazım bir büyük ve faydalı sanatın da davasını gören Cumhuriyet adliyesinden zaten zayıf olan Türk romanının cesaretini kıracak bir karar çıkmayacağını kuvvetle ümit ederim. Maarif Vekaleti Müfettişlerinden Reşat Nuri'' Yazarlığının yanı sıra siyasal kimliği de öne çıkan Sabahattin Ali, 1930'lu ve 1940'lı yıllarda Sol görüşlü olmanın bütün zorluklarını yaşadı. Filiz Ali'nin babasına ait bir sandıkta bulduğu belgeler, bu zorlukların ve çilelerin birer tutanağı niteliğindedir. Mahkemelerde Türk edebiyat tarihinde ilk defa Kuyucaklı Yusuf için Reşat Nuri tarafından yazılmış, sansür konusunda hala geçerli sayılabilecek görüşlerin ifade edildiği raporu, Sabahattin Ali'nin soyadı konusundaki hassasiyetini, dönemin ünlü kişileri ile arasında geçen tartışmaları ve özel hayatında ışık tutacak birçok belgeyi içeriyor. -
“Tanrılar Çıldırmış Olmalı” filminde oynayan yerli N Xau ilk filmde 300 dolar kazandı. 36 yaşında ilk kez para ile karşılaşmıştı. Harcamayı bilmiyordu. Maddi şeylere değer vermeyen bir kültürden geldiği için, kazandığı parayı ailesine suyu ve elektriği bulunan bir tuğla ev inşa etmek için kullanmış olmasına rağmen, gelirini yönetmek için becerisi yoktu. 1989’da çevrilen ikinci filmde 80.000 dolar kazandı. Hızlı bir şekilde parayı ve kapitalist hayatı öğrendi. Ardından gelen şöhretle bütün dünyayı dolaştı ve başka filmlerde oynadı. Amerika’ya, Paris’e, Japonya’ya gitti. Beyaz adamın kullandığı bir figür haline geldi. Alkol ve sigara bağımlısı oldu. Parası tükendi. 1997’den sonra eşi Kora, dört kızı ve iki oğlu ile Kalahari çölüne geri döndü. 2003 yılına kadar burada kabilesi ve ailesiyle beraber, çiftçilik yaparak mütevazı bir hayat yaşadı. Xau, 2003 yılının Temmuz ayında, evinden odun toplamak için çıktı ve 3 gün boyunca geri dönmedi. Ailesi onu günlerce aradı. Aramaların 4. Gününde bir alanda ölü bulundu. Polis Xau’nun ölüm sebebini hala açıklamadı. Onlarca kez izleyip güldüğümüz filmin başrol oyuncusunun aslında hüzünlü bir öyküsü vardı. Aslında bu onun suçu değildi. Maddiyatın olmadığı sadece yaşam savaşının verildiği bir coğrafyanın insanı kapitalist düzen, para ve diğer zevklerle tanıştırılmıştı ve belki de tanrılar çıldırmış olmalıydı.
-
Tanrılar Çıldırmış Olmalı - N Xau Fikri görüntüle “Tanrılar Çıldırmış Olmalı” filminde oynayan yerli N Xau ilk filmde 300 dolar kazandı. 36 yaşında ilk kez para ile karşılaşmıştı. Harcamayı bilmiyordu. Maddi şeylere değer vermeyen bir kültürden geldiği için, kazandığı parayı ailesine suyu ve elektriği bulunan bir tuğla ev inşa etmek için kullanmış olmasına rağmen, gelirini yönetmek için becerisi yoktu. 1989’da çevrilen ikinci filmde 80.000 dolar kazandı. Hızlı bir şekilde parayı ve kapitalist hayatı öğrendi. Ardından gelen şöhretle bütün dünyayı dolaştı ve başka filmlerde oynadı. Amerika’ya, Paris’e, Japonya’ya gitti. Beyaz adamın kullandığı bir figür haline geldi. Alkol ve sigara bağımlısı oldu. Parası tükendi. 1997’den sonra eşi Kora, dört kızı ve iki oğlu ile Kalahari çölüne geri döndü. 2003 yılına kadar burada kabilesi ve ailesiyle beraber, çiftçilik yaparak mütevazı bir hayat yaşadı. Xau, 2003 yılının Temmuz ayında, evinden odun toplamak için çıktı ve 3 gün boyunca geri dönmedi. Ailesi onu günlerce aradı. Aramaların 4. Gününde bir alanda ölü bulundu. Polis Xau’nun ölüm sebebini hala açıklamadı. Onlarca kez izleyip güldüğümüz filmin başrol oyuncusunun aslında hüzünlü bir öyküsü vardı. Aslında bu onun suçu değildi. Maddiyatın olmadığı sadece yaşam savaşının verildiği bir coğrafyanın insanı kapitalist düzen, para ve diğer zevklerle tanıştırılmıştı ve belki de tanrılar çıldırmış olmalıydı. Yazan dipnot Gönderim Tarihi 24-08-2024 Kategori Genel
-
"Alçaklığın, hainliğin, ikiyüzlülüğün, puştluğun, kısacası cümle kokuşmuşluğun at oynattığı bir dönemde yaşamdan zevk alabilmek ancak zayıfların bahtiyarlığıdır. Esas olan sadece yaşamak değil, insana yakışır şekilde ve onurlu yaşamaktır. Teslim olmadan, boyun eğmeden, sürünmeden, el etek öpmeden yaşamaktır…" Nazım Hikmet
-
Nazım Hikmet'ten Sözler View idea "Alçaklığın, hainliğin, ikiyüzlülüğün, puştluğun, kısacası cümle kokuşmuşluğun at oynattığı bir dönemde yaşamdan zevk alabilmek ancak zayıfların bahtiyarlığıdır. Esas olan sadece yaşamak değil, insana yakışır şekilde ve onurlu yaşamaktır. Teslim olmadan, boyun eğmeden, sürünmeden, el etek öpmeden yaşamaktır…" Nazım Hikmet Idea submitter dipnot Submit date 24-08-2024 Category Genel
-
İtalya’nın Ascoli Piceno kasabasında bulunan 1529 yılında yazılmış bir duvar yazısı.
dipnot, bir galeri resmi yayınladı. Üye Albümleri
-
Şevket Süreyya Aydemir Suyu Arayan Adam
-
Suyu Arayan Adam... Okumadıysanız, mutlaka ama mutlaka okuyunuz derim...
Hakkımızda
Belge Port internet sitemiz 2003 yılından günümüze aktif olarak yayın yapmaktadır.
Dost Sitelerimiz
Bünyemize ait olan diğer internet sitelerimiz.
Sosyal Ağ
Belge Port'un amacı insanları birbirine bağlayarak iletişimde kolaylık sağlamayı, bilgi ve belgeye daha hızlı ulaşabilmeyi hedeflemiştir.
İletişim
Belge Port'un amacı insanları birbirine bağlayarak iletişimde kolaylık sağlamayı, bilgi ve belgeye daha hızlı ulaşabilmeyi hedeflemiştir.