-
İçerik sayısı
835 -
Kayıt tarihi
-
Son ziyareti
-
Kazandığı günler
5
İçerik türü
Profiller
Forums
Dosyalar
Calendar
Bloglar
Gallery
Maddeler
Dokümantasyon
Fikirler
Books
Videos
belgeport tarafından gönderilen her şey
-
Platon'un ünlü mağara alegorisi; Bir mağaranın içinde, dışarıdan gelen ışığa arkalarına dönük olarak ömürlerini geçirmiş olan insanların tek gördükleri önlerine vuran hayvan, insan ve nesne gölgeleridir. Gerçek formunu hiç görmemiş bu insanlar için tek gerçeklik bu gölgelerdir. Hapis olan kişilerden biri bir gün aniden serbest kalır. Mağaranın dışındaki dünya ile karşılaşır. Tamamen ışık ile yani gerçek ile tanışan bu kişinin gözleri neredeyse körlük yaşar. Zamanla şimdiye kadar gerçek sandığı gölgelerin aslında gerçek olmadığını ve gerçeklerin birer karanlık yansıması olduğunu anlamaya başlar.. Hayatın gerçeğini anlayan bu kişi mağaraya dönüp diğer insanlara gölgelerin sahte olduğunu ve asıl gerçeğin dışarıda olduğunu anlatmaya çalışır. Ancak dışarıyı hiç görmeyen bu insanlar anlatılanı idrak edemezler ve kızgınlıkla karşı çıkarlar... Bu metafor günümüz dünyası ve düzeni içinde hala geçerlidir. Çünkü insanlar anlayabildikleri kadarını kabul edip kendi anlayışlarının ötesinde anlatılanları kabul etmezler. Bu yüzden gerçekleri anlatanlar bir şekilde toplum içinde baskı altına alınır. Işığı-gerçeği görmek doğruyu duymak rahatsız edicidir. Bu yüzden zihin karanlığı ve esareti seçer. Cahillik mutluluktur.. Gerçek ile yüzleşmek ve özgür olmak cesaret ister.
-
Gerçek adı Ahmet Esat Tomruk'dur. Türk casusudur . Aynı zamanda 1932'ye kadar da Türkiye hafif siklet boks şampiyonumuzdur. Sert yumruklarından ötürü 'Tomruk' soyadını almıştır. İstiklal madalyası ile ödüllendirşlmiştir. Yakalandığında işkenceye rağmen hiçbir şekilde türkçe konuşmayan vatan evladı TBBM.nin kendisine bağladığı maaşı da kabul etmeyip yaşamını yoksulluk içinde sürdürmüştür. Her Türk vatandaşının tanıması gereken Ahmet Esat Tomruk tarihe adını yazdırmış en önemli Türk casuslarından biridir. Sarışın ve mavi gözlüdür. Galatasaray Lisesi'nde ve İngiltere'de okudu. Boks şampiyonuydu. Ortalama İngiliz'den daha iyi İngilizce konuşuyordu. Babası öldüğünde, Ahmet Esat Tomruk beş yaşındaydı. Fransızca ,Rumca,İtalyanca ve İngilizce bilir Teşkilat-ı Mahsusa üyesidir. Ahmet Esat Bey, İngiliz Sahra Hapishanesi'nde işkence görmüş ama Türk olduğunu ve görevini asla söylememiştir. Kaçtıktan sonra Biga'da Kuva-yi Milliyeciler'e sığınmıştı. Bu arada ona "İNGİLİZ KEMAL" adı takılmıştır. Kurtuluş Savaşında Genelkurmay İstihbarat Şubesi'nde görevlendirilmiştir. Albay İsmet Bey'in huzuruna çıkarılan Ahmet Esat burada tabanca, bayrak ve Kur'an üzerine elini koyarak, sadakat yemini etmiştir. Görevi Yunan ordusu karargahına girip gerekli bilgileri toplamaktır. Antalya'dan Rodos'a geçer Burada kendini Amerikalı gazeteci olarak tanıttı. Kumardan hileyle kazandığı 45 bin frank ile kendi deyimiyle İzmir'deki vatan görevine başlar. Ahmet Esat Bey'in İzmir'deki hayatı bonkör bir Amerikalı gibi geçmiştir. Ahmet Esat Bey, üst düzey Yunan subaylarıyla da samimiyetini arttırmış; hatta onların en gizli toplantılarına dahi katılmış, aldığı bilgileri İzmir'deki kendisi gibi görevli bulunan Uşaklı Alaattin Tiritoğlu vasıtasıyla Antalya mutasarrıfı Aşir Bey'e aktarmıştı. Ancak bir süre sonra ihbar sonucu yakalanmıştı. Fakat o bu tutukluluk dönemi sırasında hiçbir şekilde Türkçe konuşmayarak kimliğinin meçhul kalmasını sağlamıştı. Hatta Yunan hakimler bile onun Amerikalı olduğuna kanaat getirmişlerdi. Yunan ileri harekatı başlayınca Ankara'ya giden İngiliz Kemal, Mustafa Kemal Paşa, Genelkurmay Başkanı Albay İsmet (İnönü) Bey ve Fevzi Paşa tarafından da kabul edilmiştir. Anadoluya geri döndüğünde ona yeni bir görev verilir ve Batı Trakyaya gönderilir. Burada o esnada Yunan Ordusu'nun hizmetindeki Ermeni General Antranik'in karargahına sızmayı başarır ve çok değerli bilgileri Ankara'ya ulaştırır. Savaştan sonra bu kahraman vatan evladı Ahmet Esat bey İstiklal madalyası ile ödüllendirilir ve 14 Şubat 1966’da, 79 yaşında, derin izler bıraktığı bu dünyadan sessizce ayrılır.
-
Dosyayı Görüntüle Michael Zevaco - Pardayanlar 1 “Ne darağaçlarına çevrilecek bir ormanım, ne fena niyetlerimi dindirecek bir köyüm, ne zindanlı bir şatom, ne de bana yaltaklanacak, dalkavukluk yapacak adamlarım, muhafızlarım var. Bu bakıma ve bu ölçüye göre ben büyük bir senyör sayılmam. Fakat insanlık ve şeref bakımından aramızda hiçbir fark olmadığına inanıyorum. Tıpkı kılıçlarımız arasında fark olmadığı gibi.” Yıl 1553. Dışarıdaki savaşlardan çok, içerideki entrikalarla boğuşan Fransa diken üstündedir. Üstelik Protestanlarla Katolikler arasındaki mezhep savaşı cephelerden taşmış Paris sokaklarına dek ulaşmıştır. Bu hengamede, aşklarını yaşayamadan ayrı düşen François de Montmorency ile Jeanne de Piennes’in başına gelen korkunç bir olay, bundan 16 yıl sonra bambaşka nefretleri, bambaşka sevgileri ve bambaşka maceraları beraberinde getirir. Bu maceranın merkezinde ise baba-oğul Pardaillanlar vardır. Pardaillanlar kahramanlıklarıyla nam salan, kazandıkları parayı sürekli dağıttıklarından ötürü eski püskü kıyafetlerle gezinen, yazın susuzluğa, kışın açlığa talim eden iki gezgin şövalyedir. Ancak yeri geldiğinde yemeğin en iyisini yemeği, kızların en güzeline sevdalanmayı da bilen bu iki şövalye, aşk ve dostluk için canlarını tehlikeye atmaktan çekinmezler. Michel Zévaco’nun 1900’de tefrika şeklinde yayınlamaya başladığı, Sartre’ın keşfi ve teşvikiyle bir efsaneye dönüşen Pardayanlar serisi, gözden geçirilmiş eksiksiz çevirisiyle yeniden okurlarının karşısında. Submitter belgeport Gönderildi 20-08-2024 Kategori Edebiyat
-
Version - "Baskan Yayınları"
0 indirme
“Ne darağaçlarına çevrilecek bir ormanım, ne fena niyetlerimi dindirecek bir köyüm, ne zindanlı bir şatom, ne de bana yaltaklanacak, dalkavukluk yapacak adamlarım, muhafızlarım var. Bu bakıma ve bu ölçüye göre ben büyük bir senyör sayılmam. Fakat insanlık ve şeref bakımından aramızda hiçbir fark olmadığına inanıyorum. Tıpkı kılıçlarımız arasında fark olmadığı gibi.” Yıl 1553. Dışarıdaki savaşlardan çok, içerideki entrikalarla boğuşan Fransa diken üstündedir. Üstelik Protestanlarla Katolikler arasındaki mezhep savaşı cephelerden taşmış Paris sokaklarına dek ulaşmıştır. Bu hengamede, aşklarını yaşayamadan ayrı düşen François de Montmorency ile Jeanne de Piennes’in başına gelen korkunç bir olay, bundan 16 yıl sonra bambaşka nefretleri, bambaşka sevgileri ve bambaşka maceraları beraberinde getirir. Bu maceranın merkezinde ise baba-oğul Pardaillanlar vardır. Pardaillanlar kahramanlıklarıyla nam salan, kazandıkları parayı sürekli dağıttıklarından ötürü eski püskü kıyafetlerle gezinen, yazın susuzluğa, kışın açlığa talim eden iki gezgin şövalyedir. Ancak yeri geldiğinde yemeğin en iyisini yemeği, kızların en güzeline sevdalanmayı da bilen bu iki şövalye, aşk ve dostluk için canlarını tehlikeye atmaktan çekinmezler. Michel Zévaco’nun 1900’de tefrika şeklinde yayınlamaya başladığı, Sartre’ın keşfi ve teşvikiyle bir efsaneye dönüşen Pardayanlar serisi, gözden geçirilmiş eksiksiz çevirisiyle yeniden okurlarının karşısında. -
0 indirme
“İstersem bunların hepsi benim olur... Haydi Jehan, işte hazineler önünde duruyor. Bu kıymetli taşlardan yalnızca birkaç tanesini alsan bile zengin oldun demektir. Koca yığından birkaç taşın eksik olduğunu kim fark edecek ki?” Fausta’nın saklı hazinesi gizemini korumaktadır. Hazinenin peşinde olanlar ise giderek daha kindar, daha bencil ve daha acımasız bir yaratığa dönüşürler. Tabiri caizse hazine bir ayna görevi görür ve ona bakanları gerçek yüzleriyle tanıştırır; böylece dost da düşman da açığa çıkar. Hazinenin koşturmacası sürerken, Kral IV. Henri’ye birtakım suikastlar düzenlenmeye başlar. Kraliçe Marie de Médicis’in gizli sevgilisi Concini, kralı ortadan kaldırıp Fransa’ya hükmetmek için her fırsatı değerlendirir. Concini’nin eşi Léonora da güç ve para uğruna bu yasak aşka göz yumarak Concini’ye yardım eder. -
Dosyayı Görüntüle Michel Zevaco - Pardayanlar 8 - Pardaillan'ın Milyonları Dedalu “İstersem bunların hepsi benim olur... Haydi Jehan, işte hazineler önünde duruyor. Bu kıymetli taşlardan yalnızca birkaç tanesini alsan bile zengin oldun demektir. Koca yığından birkaç taşın eksik olduğunu kim fark edecek ki?” Fausta’nın saklı hazinesi gizemini korumaktadır. Hazinenin peşinde olanlar ise giderek daha kindar, daha bencil ve daha acımasız bir yaratığa dönüşürler. Tabiri caizse hazine bir ayna görevi görür ve ona bakanları gerçek yüzleriyle tanıştırır; böylece dost da düşman da açığa çıkar. Hazinenin koşturmacası sürerken, Kral IV. Henri’ye birtakım suikastlar düzenlenmeye başlar. Kraliçe Marie de Médicis’in gizli sevgilisi Concini, kralı ortadan kaldırıp Fransa’ya hükmetmek için her fırsatı değerlendirir. Concini’nin eşi Léonora da güç ve para uğruna bu yasak aşka göz yumarak Concini’ye yardım eder. Submitter belgeport Gönderildi 20-08-2024 Kategori Edebiyat
-
0 indirme
Göçenler, kalanlar, tartışmalar, aşklar, söylenceler, din değiştirmeler, küskünlükler, bağışlamalar, gerçek insanlar... Yazar annesinden aldığı, titizlikle saklanmış aile belgeleriyle dolu bir bavuldan hareketle kendi ailesinin olduğu kadar insanlığın da yakın geçmişine ışık tutuyor. Özellikle Osmanlı İmparatorluğu ve Atatürk'e ilişkin çok ilgi çekici yorumlar da içeren kitapta iki kahraman öne çıkıyor: Maalof'un dedesi Butros ve dedesinin kardeşi Cebrail. İki kardeşin yazışmalarından ortaya çıkarılan olay örgüsü göçebe ruhu, ülküleri, koşulları, koşullar karşısındaki farklı insan tutumlarını küçücük notlardan ya da uzun araştırmalardan aydınlığa kavuşturup Beyrut'tan Küba'ya uzak anakaraları birleştiriyor. Yolların Başlangıcı sürgündeki yazarın tek yurduna, ailesine adadığı bir aşk şarkısı. -
Dosyayı Görüntüle Amin Maalouf - Yolların Başlangıcı Göçenler, kalanlar, tartışmalar, aşklar, söylenceler, din değiştirmeler, küskünlükler, bağışlamalar, gerçek insanlar... Yazar annesinden aldığı, titizlikle saklanmış aile belgeleriyle dolu bir bavuldan hareketle kendi ailesinin olduğu kadar insanlığın da yakın geçmişine ışık tutuyor. Özellikle Osmanlı İmparatorluğu ve Atatürk'e ilişkin çok ilgi çekici yorumlar da içeren kitapta iki kahraman öne çıkıyor: Maalof'un dedesi Butros ve dedesinin kardeşi Cebrail. İki kardeşin yazışmalarından ortaya çıkarılan olay örgüsü göçebe ruhu, ülküleri, koşulları, koşullar karşısındaki farklı insan tutumlarını küçücük notlardan ya da uzun araştırmalardan aydınlığa kavuşturup Beyrut'tan Küba'ya uzak anakaraları birleştiriyor. Yolların Başlangıcı sürgündeki yazarın tek yurduna, ailesine adadığı bir aşk şarkısı. Submitter belgeport Gönderildi 20-08-2024 Kategori Edebiyat
-
0 indirme
H. bir portre ressamıdır. Yeteneğinin sınırlarının farkındadır ama bununla barışık olduğu söylenemez. Tanınmış bir işadamının portresini yapmak için görevlendirilir. Ancak onun gözü işte değil oynaştadır. Portre bir türlü istediği sonucu vermeyince, büyük ressamların tablolarından esinlenmek için İtalya’ya gider. Tam bu sırada arkadaşı, Salazar rejiminin gizli polisi tarafından tutuklanır. Resim, cinsellik ve siyaset üçgeni içinde hayatını sorgulayan bir ressamın kendi dilinden hikâyesi. Saramago’nun da ilk romanı. -
Dosyayı Görüntüle Jose Saramago - Ressamın Günlüğü H. bir portre ressamıdır. Yeteneğinin sınırlarının farkındadır ama bununla barışık olduğu söylenemez. Tanınmış bir işadamının portresini yapmak için görevlendirilir. Ancak onun gözü işte değil oynaştadır. Portre bir türlü istediği sonucu vermeyince, büyük ressamların tablolarından esinlenmek için İtalya’ya gider. Tam bu sırada arkadaşı, Salazar rejiminin gizli polisi tarafından tutuklanır. Resim, cinsellik ve siyaset üçgeni içinde hayatını sorgulayan bir ressamın kendi dilinden hikâyesi. Saramago’nun da ilk romanı. Submitter belgeport Gönderildi 20-08-2024 Kategori Roman
-
-
Dosyayı Görüntüle Sait Faik Abasıyanık - Kayıp Aranıyor YKY Sait Faik Abasıyanık - Kayıp Aranıyor Yapı Kredi Yayınları Submitter belgeport Gönderildi 20-08-2024 Kategori Türk Klasikleri
-
0 indirme
FARABİ (780-951) Richard Rudolf Walzer (1900-1975) Franz Rosenthal (1914-2003) Muhsin Mahdi (1925-2007) Hüseyin Atay (1930-) Farabi Türktür. Türklerin övünecekleri filozofladan biridir. ARabi müslüman olduğundan müslümanların da iftihar edecekleri bir filozoflarıdır. Buna rağmne ne Türkler ve ne müslümanlar Farabi’ye gereken önemi vermişlerdir. Memleketimizde özellikle felsefeye ve genellikle ilme içten bir cephe alma hüküm sürmektedir. Denebilir ki, ilim memleketimizde bir üvey evlat muamelesi görmektedir. İlme ve felsefeye karşı cephe alınışın sebebini sadece ilimle uğraşanların tutumlarına bağlamak çokyanlıştır. -
Dosyayı Görüntüle Farabî'nin Üç Eseri FARABİ (780-951) Richard Rudolf Walzer (1900-1975) Franz Rosenthal (1914-2003) Muhsin Mahdi (1925-2007) Hüseyin Atay (1930-) Farabi Türktür. Türklerin övünecekleri filozofladan biridir. ARabi müslüman olduğundan müslümanların da iftihar edecekleri bir filozoflarıdır. Buna rağmne ne Türkler ve ne müslümanlar Farabi’ye gereken önemi vermişlerdir. Memleketimizde özellikle felsefeye ve genellikle ilme içten bir cephe alma hüküm sürmektedir. Denebilir ki, ilim memleketimizde bir üvey evlat muamelesi görmektedir. İlme ve felsefeye karşı cephe alınışın sebebini sadece ilimle uğraşanların tutumlarına bağlamak çokyanlıştır. Submitter belgeport Gönderildi 20-08-2024 Kategori Felsefe
-
Cogito 86 - Kötülük.pdf Jose_Saramago_Ressamın_Günlüğü_Kırmızı_Kedi_Yayınları.pdf Besairul Kuran (Ali Küçük)(1).pdf Amin Maalouf Yolların Başlangıcı YKY.pdf Cixin Liu Karanlık Orman İthaki Yayınları.pdf Neval El Seddavi - Sıfır Noktasındaki Kadın.pdf Farabî'nin Üç Eseri.pdf Sait Faik Abasıyanık Kayıp Aranıyor YKY.pdf Michel_Zevaco_Pardayanlar_08_Pardaillan'ın_Milyonları_Dedalu.pdf Pardayanlar - Michel Zevaco.pdf Alfred Adler - İnsanı Tanıma Sanatı.pdf İskender Pala-Kitab-ı Aşk.pdf
- 15 yanıt
-
- 1
-
HastalıklarınRuhsalNedenleri.pdf.pdf Büyülü Dağ - Thomas Mann.pdf Taras Bulba - Nikolay Vasilyevic Gogol.pdf Cocuklugum - Maksim Gorki.pdf Orhan Pamuk - Masumiyet Müzesi.pdf Nevzat Tarhan - Kadın Psikolojisi.pdf Ahmed Rıza - Anılar.pdf Jostein Gaarder - Sofi'nin Dünyası.pdf Manga Komünist Manifesto Yordam Kitap.pdf Muzaffer Izgu - Bir Namussuz Araniyor.pdf Panait Istrati - Arkadas.pdf
-
Üç Cisim Problemi’nin devam kitabı Karanlık Orman ile Dünya’yı bekleyen tehlike giderek yaklaşıyor. Dört asır sonra Dünya’yı işgal edecek olan Üç Cisimliler’e karşı hazırlıklar tüm hızıyla sürmektedir. Gezegene yolladıkları sophonlarla teknolojinin ilerlemesini engellemeye çalışan bu gelişmiş uygarlığa ve Dünya’da onlarla iletişim halinde olan Üç Cisim Örgütü’ne karşı insanlar son umut olarak Wallfacer Projesi’ni başlatırlar. İnsanlar, uzak bir galaksiden giderek yaklaşan kıyametlerinden kurtulabilecekler midir? “Karanlık Orman’da yepyeni ve akıl almaz fikirlerle karşılaşacaksınız.” –David Brin
-
0 indirme
Üç Cisim Problemi’nin devam kitabı Karanlık Orman ile Dünya’yı bekleyen tehlike giderek yaklaşıyor. Dört asır sonra Dünya’yı işgal edecek olan Üç Cisimliler’e karşı hazırlıklar tüm hızıyla sürmektedir. Gezegene yolladıkları sophonlarla teknolojinin ilerlemesini engellemeye çalışan bu gelişmiş uygarlığa ve Dünya’da onlarla iletişim halinde olan Üç Cisim Örgütü’ne karşı insanlar son umut olarak Wallfacer Projesi’ni başlatırlar. İnsanlar, uzak bir galaksiden giderek yaklaşan kıyametlerinden kurtulabilecekler midir? “Karanlık Orman’da yepyeni ve akıl almaz fikirlerle karşılaşacaksınız.” –David Brin -
Dosyayı Görüntüle Cixin Liu - Karanlık Orman - İthaki Yayınları Üç Cisim Problemi’nin devam kitabı Karanlık Orman ile Dünya’yı bekleyen tehlike giderek yaklaşıyor. Dört asır sonra Dünya’yı işgal edecek olan Üç Cisimliler’e karşı hazırlıklar tüm hızıyla sürmektedir. Gezegene yolladıkları sophonlarla teknolojinin ilerlemesini engellemeye çalışan bu gelişmiş uygarlığa ve Dünya’da onlarla iletişim halinde olan Üç Cisim Örgütü’ne karşı insanlar son umut olarak Wallfacer Projesi’ni başlatırlar. İnsanlar, uzak bir galaksiden giderek yaklaşan kıyametlerinden kurtulabilecekler midir? “Karanlık Orman’da yepyeni ve akıl almaz fikirlerle karşılaşacaksınız.” –David Brin Submitter belgeport Gönderildi 19-08-2024 Kategori Bilim Kurgu
-
-
Dosyayı Görüntüle Albert Soboul - 1789 Fransız İnkılabı Tarihi Albert Soboul - 1789 Fransız İnkılabı Tarihi Submitter belgeport Gönderildi 19-08-2024 Kategori Tarih
-
Dosyayı Görüntüle Fenomen Lezzetler Fenomen Lezzetler Submitter belgeport Gönderildi 19-08-2024 Kategori Dergiler
Hakkımızda
Belge Port internet sitemiz 2003 yılından günümüze aktif olarak yayın yapmaktadır.
Dost Sitelerimiz
Bünyemize ait olan diğer internet sitelerimiz.
Sosyal Ağ
Belge Port'un amacı insanları birbirine bağlayarak iletişimde kolaylık sağlamayı, bilgi ve belgeye daha hızlı ulaşabilmeyi hedeflemiştir.
İletişim
Belge Port'un amacı insanları birbirine bağlayarak iletişimde kolaylık sağlamayı, bilgi ve belgeye daha hızlı ulaşabilmeyi hedeflemiştir.