Roman
8 files
-
Fakir Baykurt - Eşekli Kütüphaneci
Yazan: belgeport
Sıcak bir yaz günü peribacaları diyarına Yunanistan'ın Larisa şehrinden Dimitrios Katsikas adında biri gelir. Bu genç adam yıllar önce bu topraklardan göçe zorlanan büyükbaba ve büyükannelerinin izini sürmek bir daha buraya dönemeyen akrabalarının yerine bu güzel yerleri gezmek istemiştir. Tesadüfler karşısına yörenin sevilen şahsiyetlerinden "Baba" lakaplı Aziz Güzelgöz'ü çıkarır. Aynı yaşlardaki bu iki genç kısa sürede kaynaşır. Dimitrios Aziz'in evine konuk olunca bu büyüleyici diyarda inanılmaz bir adamla tanışır. Aziz'in babası Mustafa Güzelgöz'dür bu kişi; namı diğer Eşekli Kütüphaneci.
Ürgüp'teki kitaplığı yönetirken otuzdan fazla köyün halkına eşekle kitap taşıdığı için takılmıştır bu ad ona. Herkes özellikle de kadınlar kitap okusun diye yıllarca çırpınmıştır Mustafa Güzelgöz.
Dimitrios ile Eşekli Kütüphaneci arasındaki sevgi köprüsü yöreyi birlikte gezerlerken iyiden iyiye pekişip güçlenir. Bu arada kan kardeşi olan Aziz ile Dimitrios'un aklına Ürgüp ile Larisa'yı "kardeş şehir" yapma fikri düşmüştür. Ama bu o kadar da kolay olmayacaktır...
Fakir Baykurt'un klasik anlatımının tüm olanaklarından yararlanarak gücü yetene hatta bitene dek hasta yatağında yazdığı bu son romanında sevgi kardeşlik azim cesaret gibi duygular yine okuru sarıp sarmalıyor.
0 indirme
0 yorum
Güncelleme
-
Yu Hua - Yaşamak
Yazan: belgeport
Aile servetini yiyip tükettiği gençlik günlerinde, uzun bir hayatın ona neler sunacağından habersizdir elbette Fugui.
Yıllar sonra, yaşlı öküzüyle tarlasını sürerken tanıştığı bir yabancıya hayatından söz etmeye başladığında, şımarık bir gencin başına gelenlerden fazlasını sayıp dökecektir bu yüzden: Fugui, kendisiyle birlikte altı insanın hayatını, kaderin sürprizlerini, yaşamın acılarını ve sevinçlerini anlatır. Onun dilinden -daha doğru bir ifadeyle Yu Hua’nın kaleminden- dökülenler, insanlık durumlarına dair epik bir romana dönüşür böylece. Basit bir anlatım, güçlü bir anlatı doğurur: Sabanın toprakta bıraktığı izlere benzer kâğıt üzerinde satırlar. Yaşamın her şeyi kapsaması gibi, Yaşamak da hayatı olduğu gibi kucaklar. Doğumları ve ölümleri, mutsuzlukları ve umutlarıyla...
Yayımlandığında ülkesinde yasaklanmasına rağmen, bir hayat öyküsü okumamış da sanki bir hayat yaşamış olduklarını söyleyen okurlarının her geçen gün artmasıyla bir “modern klasik”e dönüşen Yaşamak’ı Bahar Kılıç, Çince aslından çevirdi.
0 indirme
0 yorum
Gönderildi
-
Thor Hanson - Arıların Bildikleri
Yazan: malialdemir
Arıları bal üreten, kovanlarda yaşayan, ara sıra da iğneleriyle bizi sokan canlılar olarak görürüz çoğunlukla. Oysa bundan çok daha fazlasıdırlar. Yediğimiz meyve, sebze ve tahılların birçoğu onların taşıdığı polenler sayesinde yetişir örneğin; birçok bitki onların sayesinde ürer. Peki her üç lokmamızdan birini borçlu olduğumuz bu çalışkan dostlarımız hakkında ne biliyoruz?
Arıları incelemeye başladıktan sonra tam bir arı sevdalısına dönüşen doğabilimci Thor Hanson, bu kitapta bizi zengin ve büyüleyici bir mikrokozmosa davet ediyor. Balarıları, eşekarıları ve yabanarılarından başka arı tanımıyorsanız şaşırmaya hazır olun, çünkü birbirinden ilginç özellikleri ve yaşam tarzlarıyla çeşit çeşit arı tanıyacaksınız: kazıcılar, madenciler, duvarcılar, yaprak kesenler, üçkâğıtçı guguk arıları ve daha niceleri. Bu esnada arılarla ilgili birçok sorunun yanıtını öğreneceksiniz: Arılar nasıl ortaya çıkıp farklılaştı? Çiçeklerle birlikte nasıl evrim geçirdiler? İnsanın evriminde nasıl bir rol oynadılar? Günümüzde arı nüfusunu tehdit eden etkenler neler? Arıların azalması insanlar ve dünya ekosistemi için ne anlama geliyor? Arısız bir dünya neye benzer? Onları korumak için ne yapabiliriz?
“Bugün geldiğimiz noktada arıların yardımımıza ihtiyaç duyduğuna şüphe yok,” diyor Hanson. “Ama en az onun kadar merakımıza da ihtiyaçları var. Varlığımızda hayati bir rol üstlenen bu canlıların tarihini ve biyolojik yapısını incelemek insanı kolayca bir arı meraklısına çevirebilir, ki elinizdeki kitabın amacı da bu aslına bakılırsa.”
0 indirme
0 yorum
Gönderildi
-
Stephen King - Hayaletin Garip Huyları
Yazan: belgeport
Ekimin sonlarına doğru Jim yine aynı rüyayı gördü. Ve bu sefer haykırdı. Kendini zorlayarak gerçek dünyüyü uyandı. Sally yanında yatakta doğrulup oturmuş, omzunu tutuyordu. Jim'in kalbi göğsünü yaracakmış gibi çarpıyordu.
"Tanrım" diye mırıldanarak elini yüzüne sürdü.
"İyi misin?"
"Evet evet. Bağırdım değilmi?2
Hem de nasıl Kabus mu gördün?"
"Evet"......
(Kitap'tan sayfa:11)
0 indirme
0 yorum
Gönderildi
-
Son Ejderha Kralı - Leia Stone
Yazan: belgeport
Son Ejderha Kralı müstakbel
kraliçesini arıyordu.
Bu haberin kasabaya yayılması tüm kadınların telaşlanmasına neden olmuştu. Kral, kraliyet muhafızlarını doğurganlık çağındaki kadınları Jade Şehri kalesine getirmeleri için kasabaya yollamıştı.
Tek şartı, seçtiği kadının ona
bir vâris verecek kadar güçlü bir
büyüye sahip olmasıydı.
Bense sadece yüzde on ejderha
büyüsüne sahip bir insandım. Seçilmeyeceğimden emin olmama rağmen Büyü Koklayanlar kendimi krala olası bir eş olarak sunmamı emretti.
Annemden öğrendiğim korkunç sırrın ardından Jade Şehri’ne gitmeye karar vermiştim. Beni ölüme götürebilecek bir sırdı… hem de kralın kendisi tarafından.
0 indirme
0 yorum
Gönderildi
-
0 yorum
Gönderildi
-
Jose Saramago - Ressamın Günlüğü
Yazan: belgeport
H. bir portre ressamıdır. Yeteneğinin sınırlarının farkındadır ama bununla barışık olduğu söylenemez. Tanınmış bir işadamının portresini yapmak için görevlendirilir. Ancak onun gözü işte değil oynaştadır. Portre bir türlü istediği sonucu vermeyince, büyük ressamların tablolarından esinlenmek için İtalya’ya gider. Tam bu sırada arkadaşı, Salazar rejiminin gizli polisi tarafından tutuklanır.
Resim, cinsellik ve siyaset üçgeni içinde hayatını sorgulayan bir ressamın kendi dilinden hikâyesi. Saramago’nun da ilk romanı.
0 indirme
0 yorum
Gönderildi
-
Jack London - Bir Kuzey Macerası
Yazan: belgeport
Jack London’ın 1900 yılında yayımladığı Kurdun Oğlu adlı derlemenin içinde yer alan Bir Kuzey Macerası, Homeros’un Odysseia destanını andıran, zorlu engellerle dolu, çetin ve “dönüştürücü” bir yolculuğun hikâyesidir. Aleut adalarındaki Akatan’da yaşayan kabile reisi Naass, evlendiği gün karısı Unga’yı denizden çıkıp gelen sarı saçlı beyaz bir adama kaptırır. İki metreyi aşan boyuyla bir devi andıran, “tanrıların dünyanın ilk dönemlerindeki erkekleri örnek alarak kalıba döktükleri” bu adam, Unga’yı sırtına vurduğu gibi gemisine atlayıp oradan uzaklaşmıştır.
Naass intikamını almak üzere azılı düşmanının peşinden yollara düşer. Dünyayı dolaşıp bilgi ve görgüsünü artıracağı, macera dolu yıllar beklemektedir onu…
0 indirme
0 yorum
Gönderildi