Edebiyat
6 files
-
Muzaffer İzgü - Bir Namussuz Aranıyor
Yazan: belgeport
'Bir varmış, bir yokmuş, bir ülke varmış. Ülkenin bireyleri öyle namuslu, öyle namuslularmış ki, koskoca ülkede ilaç için olsun bir tek namussuz yokmuş. İşte bu ülkede öğretmenler öğrencilerine, büyükler küçüklerine namusu bir türlü tanımlayamıyorlarmış. Ülke yetkilileri bir 'Namussuz Bulma Kurulu' oluşturup 'Bir namussuz aranıyor...' duyurusu yapmak zorunda kalmışlar.' Bulmuşlar mıdır dersiniz? Bir Namussuz Aranıyor, Muzaffer İzgü'nün gülmece kitaplarının 23'üncüsü.
0 indirme
0 yorum
Gönderildi
-
Michael Zevaco - Pardayanlar 1
Yazan: belgeport
“Ne darağaçlarına çevrilecek bir ormanım, ne fena niyetlerimi dindirecek bir köyüm, ne zindanlı bir şatom, ne de bana yaltaklanacak, dalkavukluk yapacak adamlarım, muhafızlarım var. Bu bakıma ve bu ölçüye göre ben büyük bir senyör sayılmam. Fakat insanlık ve şeref bakımından aramızda hiçbir fark olmadığına inanıyorum. Tıpkı kılıçlarımız arasında fark olmadığı gibi.”
Yıl 1553.
Dışarıdaki savaşlardan çok, içerideki entrikalarla boğuşan Fransa diken üstündedir. Üstelik Protestanlarla Katolikler arasındaki mezhep savaşı cephelerden taşmış Paris sokaklarına dek ulaşmıştır. Bu hengamede, aşklarını yaşayamadan ayrı düşen François de Montmorency ile Jeanne de Piennes’in başına gelen korkunç bir olay, bundan 16 yıl sonra bambaşka nefretleri, bambaşka sevgileri ve bambaşka maceraları beraberinde getirir.
Bu maceranın merkezinde ise baba-oğul Pardaillanlar vardır. Pardaillanlar kahramanlıklarıyla nam salan, kazandıkları parayı sürekli dağıttıklarından ötürü eski püskü kıyafetlerle gezinen, yazın susuzluğa, kışın açlığa talim eden iki gezgin şövalyedir. Ancak yeri geldiğinde yemeğin en iyisini yemeği, kızların en güzeline sevdalanmayı da bilen bu iki şövalye, aşk ve dostluk için canlarını tehlikeye atmaktan çekinmezler.
Michel Zévaco’nun 1900’de tefrika şeklinde yayınlamaya başladığı, Sartre’ın keşfi ve teşvikiyle bir efsaneye dönüşen Pardayanlar serisi, gözden geçirilmiş eksiksiz çevirisiyle yeniden okurlarının karşısında.
0 indirme
0 yorum
Gönderildi
-
Michel Zevaco - Pardayanlar 8 - Pardaillan'ın Milyonları Dedalu
Yazan: belgeport
“İstersem bunların hepsi benim olur... Haydi Jehan, işte hazineler önünde duruyor. Bu kıymetli taşlardan yalnızca birkaç tanesini alsan bile zengin oldun demektir. Koca yığından birkaç taşın eksik olduğunu kim fark edecek ki?”
Fausta’nın saklı hazinesi gizemini korumaktadır. Hazinenin peşinde olanlar ise giderek daha kindar, daha bencil ve daha acımasız bir yaratığa dönüşürler. Tabiri caizse hazine bir ayna görevi görür ve ona bakanları gerçek yüzleriyle tanıştırır; böylece dost da düşman da açığa çıkar.
Hazinenin koşturmacası sürerken, Kral IV. Henri’ye birtakım suikastlar düzenlenmeye başlar. Kraliçe Marie de Médicis’in gizli sevgilisi Concini, kralı ortadan kaldırıp Fransa’ya hükmetmek için her fırsatı değerlendirir. Concini’nin eşi Léonora da güç ve para uğruna bu yasak aşka göz yumarak Concini’ye yardım eder.
0 indirme
0 yorum
Gönderildi
-
Amin Maalouf - Yolların Başlangıcı
Yazan: belgeport
Göçenler, kalanlar, tartışmalar, aşklar, söylenceler, din değiştirmeler, küskünlükler, bağışlamalar, gerçek insanlar...
Yazar annesinden aldığı, titizlikle saklanmış aile belgeleriyle dolu bir bavuldan hareketle kendi ailesinin olduğu kadar insanlığın da yakın geçmişine ışık tutuyor. Özellikle Osmanlı İmparatorluğu ve Atatürk'e ilişkin çok ilgi çekici yorumlar da içeren kitapta iki kahraman öne çıkıyor: Maalof'un dedesi Butros ve dedesinin kardeşi Cebrail.
İki kardeşin yazışmalarından ortaya çıkarılan olay örgüsü göçebe ruhu, ülküleri, koşulları, koşullar karşısındaki farklı insan tutumlarını küçücük notlardan ya da uzun araştırmalardan aydınlığa kavuşturup Beyrut'tan Küba'ya uzak anakaraları birleştiriyor. Yolların Başlangıcı sürgündeki yazarın tek yurduna, ailesine adadığı bir aşk şarkısı.
0 indirme
0 yorum
Gönderildi
-
Masumiyet Müzesi (Orhan Pamuk)
Yazan: malialdemir
Orhan Pamuk - Masumiyet Müzesi“Hayatımın en mutlu ânıymış, bilmiyordum.”
Nobel ödüllü büyük yazarımız Orhan Pamuk'un harikulade aşk romanı bu sözlerle başlıyor...
1975'te bir bahar günü başlayıp günümüze kadar gelen, İstanbullu zengin çocuğu Kemal ile uzak ve yoksul akrabası Füsun'un hikâyesi: Hızı, hareketi, olaylarının ve kahramanlarının zenginliği, mizah duygusu ve insan ruhunun derinliklerindeki fırtınaları hissettirme gücüyle, Masumiyet Müzesi, elinizden bırakamayacağınız ve yeniden okuyacağınız kitaplardan biri olacak.
Masumiyet Müzesi'ni okurken yalnız aşk hakkında değil, evlilik, arkadaşlık, cinsellik, tutku, aile ve mutluluk hakkındaki bütün düşüncelerinizin derinden etkilendiğini ve kitabın rengârenk dünyasından hiç ayrılmak istemediğinizi göreceksiniz.
Romanı yazdıktan dört yıl sonra, 2012’de, Pamuk romanıyla aynı adlı müzeyi Çukurcuma’da açtı. Şimdiye dek on binlerce ziyaretçinin gezdiği müze için ünlü sanat tarihçisi Simon Schama, Financial Times gazetesine yazdığı yazıda, “Dünyadaki en güçlü, en güzel, en insanî ve en etkileyici çağdaş sanat eseri,” diye yazdı. “Aynı zamanda hem şiir hem karamizah gibi; hem zarif ve şefkatle dolu, hem de kutu kutu, vitrin vitrin, estetik olarak muhteşem.”
0 indirme
0 yorum
Gönderildi
-
Stephen King - Sadist
Yazan: belgeport
"Alo? Burası Sidewinder Polis Karakolu. Ben Memur Humbugagy"
"Beni dinleyin, Memur Humbugagy. Çok dikkatle dinleyin ve sözümü kesmeyin. Çünkü ne kadar zamanım olduğunu bilmiyorum. Adım Sheldon. Size Annie Wilkes'in evinden telefon ediyorum. En aşağı iki haftadan beri burada hapisim. Hatta belki de bir aydan beri hapis!"
"Annie Wilkes mi?"
"Hemen buraya gelin. Bir ambulans da yollayın. Ve Tanrı Aşkına, kadın eve dönmeden buraya gelmeye çalışın!" (Kitap'tan sayfa:102)
0 indirme
0 yorum
Gönderildi